Bugün Srebrenitsa soykırımının 25. yıldönümü. Soykırımda hayatını kaybeden 8 bin 372 kişiden sadece 6 bin 652’si bulundu. Bu yıl kimliği tespit edilen 9 cenaze daha toprağa verilecek. Soykırımdan bu yana hâlâ izi bulunamayan bin 720 kişi var.
Avrupa'da, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından en büyük insanlık trajedisi olarak kabul edilen ve 8 binden fazla Boşnak’ın katledildiği Srebrenitsa'daki soykırımın izleri, aradan geçen 25 yıla rağmen hala belirgin durumda.
Boşnaklar’ın bağımsızlık kararı tanınmadı
Dünyada Soğuk Savaş döneminin sona ermesinin ardından yaşanan gelişmeler altı federe cumhuriyetten oluşan Yugoslavya’nın da dağılmasına neden oldu. Yugoslavya’yı meydana getiren cumhuriyetlerden biri olan Bosna, 1992 yılının Şubat ayında yapılan bir referandumun ardından bağımsızlığını ilan etti. Ancak Bosna’nın bağımsızlık kararını tanımayan Sırplar, Saraybosna’yı kuşatma altına alarak üç buçuk yıl süren Bosna Savaşı’nı başlattılar. 6 Nisan 1992’de Sırp güçleri başkent Saraybosna’yı ablukaya almış ve saldırılara başlamıştı. 3 buçuk yıl süren ve yüzbinlerce masum insanın hayatını kaybetmesine, milyonlarcasının evlerini terk etmesine yol açtı.
Yakın tarihin ve modern dünyamızın en büyük ayıbı işlediği en büyük suçu şüphesiz Bosna Savaşı ve bu savaş adı altında Boşnaklar'a yapılan soykırımdır. Modern savaş tarihinin en uzun kuşatması (5 Nisan 1992-29 Şubat 1996) olarak tarih sayfalarındaki yerini alan Saraybosna (Sarajevo) Kuşatması'nda 10 bin kişi öldürüldü, 56 bin kişi yaralandı. 100 bin bina 500 bin kişi savaştan zarar gördü.
Birleşmiş Milletler’in sözde güvenli bölgesinde soykırım
1995’in Temmuz ayında Srebrenitsa’da Sırplar tarafından 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da yaşanan en büyük soykırım gerçekleştirildi. Sırp kuvvetleri Srebrenitsa’da beş gün içinde 8 bin 372 Boşnak’ı öldürdü, yüzlerce kadına ve küçük yaştaki kız çocuğuna tecavüz etti. Bir gün içerisinde 20 binin üzerinde mülteci Srebrenitsa’dan zorla çıkarıldı.
1992-95 yılları arasında sistematik olarak yürütülen büyük çaplı bir etnik temizliğe maruz kalan Bosna’nın doğu yakasında, tüm dünyanın gözleri önünde, Sırp kuvvetleri Boşnaklara karşı her türlü savaş suçunu işledi.
11 Temmuz 1995'te, Sırp komutan Ratko Mladic'in emrindeki birliklerin Bosna Hersek'in doğusunda, nüfusunun büyük çoğunluğunu Müslüman Boşnakların oluşturduğu Srebrenitsa'yı işgal etmesi, buradaki Boşnak soykırımının habercisi oldu.
Sırp saldırılarından kaçan binlerce Boşnak, Birleşmiş Milletler tarafından “güvenli bölge” ilan edilen ve 400 Hollandalı barış gücü askeri tarafından korunan Srebrenitsa’ya sığındı. Sığınmacılardan yaklaşık 25 bini, barış gücü askerlerince Srebrenitsa’ya birkaç kilometre mesafedeki Potaçari’de bulunan bir akü fabrikasına yerleştirildi. Fabrikadaki savunmasız binlerce Boşnak, Hollandalı askerlerce 11 Temmuz’da Ratko Miladiç, nam-ı diğer “Sırp Kasabı”, komutasındaki Sırp askerlerine teslim edildi. Askerler 12 yaş üstü tüm erkekleri bir yana, kadınları da diğer yana ayırdılar. Kadınlara tecavüz edildi, erkekler ise kamyon ve otobüslere doldurularak ölüme götürüldü.
Srebrenitsa’daki kıyımdan Tuzla’ya kaçmaya çalışan 12 bini aşkın Boşnak, dağlık güzergâh üzerinde pusu kuran keskin nişancı Sırp askerleri tarafından âdeta tek tek avlandı. Dağlardaki bu zorlu kaçış yolundan yaklaşık 3 bin kişi sağ olarak Tuzla’ya ulaşabildi. Srebrenitsa’dan Tuzla’ya uzanan yolda 10 gün içerisinde 10 binden fazla kişi katledildi. Srebrenitsa’da yaşanan bu katliam Avrupa’da hukuksal olarak belgelenen ilk soykırım olarak tarihe geçti.
Kayıp kurbanlar hala toprak altında
Soykırımın üzerinden geçen 25 yıla rağmen, bazı kurban yakınları hala eşlerini, oğullarını, babalarını ve kardeşlerini toprağa vermek için beklemeye devam ederken, geriye kalan kurbanların bulunamaması yakınlarının umutlarını tüketiyor.