İHH İnsani Yardım Vakfı
0
Bağış Yap
Takip Et
TR
TRY
Kapat
  • Biz kimiz
  • Ne yapıyoruz
  • Ne yapabilirsiniz
  • Oturum aç
"Bizi unutmayın, biz buradayız!"
Yasin Onat Yetim 19.05.2017

_dsc0409.jpg

“Bir ağaç dikmek için en iyi vakit 20 yıl önceydi; ikinci en iyi vakit: Şimdi!” (Afrika atasözü)

Yetim Dayanışma Günleri kapsamında dünyanın 5 kıtasında faaliyet gösteren ve iyiliklerin filizlenerek yayılması için 25 yıldır çalışan İHH İnsani Yardım Vakfı olarak Ruandalı yetimlerimizin yanındaydık.   

Başkent Kigali’deki ilk günümüzde, Muganda ismini verdikleri ve her ayın son cumartesi günü gerçekleştirilen temizlik gününe denk geliyoruz. Herkes gün doğduktan sonra öğle vaktine kadar dükkanlarının önlerini, bahçelerini, yolları hep birlikte temizliyor. “Bin tepeli ülke” olarak anılan Ruanda’nın geneline yerleşmiş bir tertip ve düzen söz konusu.

Günün ilerleyen saatlerinde yetimlerimizin evlerini ziyaret ediyoruz. Ev dediysem, kurumuş otlardan yapılmış, küçük dar yollardan ulaşabildiğiniz bir oda ve toprak zeminden bahsediyorum. Yetimlerin evindeki yokluk bizi üzüntüye sevk ediyor fakat onların bizi ağırlamaktan mutluluk duyduğunu görmek üzüntümüzü bir nebze dindiriyor. Gözlerindeki parıltı içerideki karanlığa baskın geliyor.

Yetimlerin babası iki yıl önce kanser sebebiyle hayatını kaybetmiş. Çocuklar Kevser, Hacer, Yunus, Sakine, Enes, anne ve büyük anneleri ile tek odada yaşıyorlar. Bazen komşuları yemek getiriyor onlara ama çoğu kez yemek yiyemediklerini söylüyorlar. Anneye okula giden çocukları hakkında neler düşündüğünü soruyoruz. O yorgun ve bitap yüzü birden renkleniyor ve mutluluğunu tarif edecek bir kelime bulamıyoruz. Yetimlerimizin Afrika’nın zor şartlar altında eğitim alıyor olmaları hem aileleri için hem de yaşadıkları ülke için büyük bir umut taşıyor. Onlara Türkiye’den getirdiğimiz hediyeleri veriyoruz. Ziyaretimizin ardından Enes ve Kevser’i eğitim aldıkları okula bırakmak için yola koyuluyoruz. Enes, ailesi ve ülkesi için faydalı olmak için elinden geleni yapacağını söylüyor. Bir de hayali var:  Bir gün dünyayı gezip zor durumda olan insanlara yardım etmek.

Daha sonra bir başka yetim ailenin yaşadığı evi ziyaret ediyoruz. Çamur ve kerpiçten yapılmış olan ev, şehrin hemen kıyısındaki bir köyde bulunuyor. Tek odalı evde, kendisine HIV virüsü bulaşan anneleriyle beraber iki yetim yaşıyor. Su, elektrik ve mutfakları yok. Anne, çoğu zaman günün tamamını yemek yemeden geçirdiklerini ve komşularının desteği ile ayakta kalmaya çalıştıklarını söylüyor. Türkiye’den hayırsever insanların kendilerine verdiği destek için teşekkür ediyor. “Siz olmasınız bizim halimiz nasıl olur bilmiyorum” diyerek yüzündeki hüznün biraz da olsa dağıldığını görüyoruz.

Türkiye’den gelen ekiplerin hediyelerini ve özellikle hayırseverlerden gelecek yardımları nasıl umutla beklediklerini tarif etmek mümkün değil.

_dsc0262.jpg

Aileler "Hayat Bulan Projeler" ile kalkınıyor

Giseyni şehrinde yaşayan 100 yetim aileye erkek ve dişi olmak üzere ikişer adet keçi hediye ediyoruz. Böylece aileler geçimlerini sağlama noktasında önemli bir desteğe ulaşmış oldular.  Yetim çocuklarımız onlarla yakından ilgilendi ve hatta oyunlar oynadılar.

Keçi dağıtımlarımızın ardından anne ve babaları olmayan her ikisi de yetim büyümüş iki kardeşimizin düğün merasimlerine katılıyoruz. Bizi düğünlerinde görmek onları çok mutlu ediyor. Ruanda ekibimizden Rıza abi, onlara umre sözü veriyor ve istedikleri bir vakitte kendisini aramalarını söylüyor. Kardeşlerimizin mutluluklarına bir mutluluk daha ekleniyor.  Karşılıklı dualar ile selamlaşıp ayrılıyoruz düğün merasiminden.

Hava kararmadan önce tekrar yetim ve muhtaç ailelere ulaştırmak üzere, Türkiye’den hayırseverlerin emanetleri olan adak-akika kurban hisselerini dağıtıyoruz. Her günün sonunda yeni bir iç muhasebesi yapıyoruz.

Yetimlerimiz “Bir daha gelecek misiniz?” diye soruyor bize ve içlerinden biri “Biz buradayız, bizi unutmayın!” diye ekliyor. “Sizi unutmayacağız ve yine geleceğiz.” oluyor cevabımız. Yüzlerinde okunabilecek daha çok şey varken umutlu bakışlarını yanımıza alarak Türkiye’ye geri dönüyoruz.

İzleri yüzlerde taşınan bir soykırım

Ruanda halkının fakirliğini kader deyip geçiştirmek pek doğru olmaz herhalde. Zira Batılı sömürgecilerin neden olduğu etnik ayrımcılık ve sonrasında gelişen olaylarla 100 günde 1 milyon kişinin katledildiği bir dönem yaşandı Ruanda’da. Belçika’nın başlattığı etnik kimlik ayrımı, Fransa ve ABD’nin tutumlarıyla katliama dönüştü. Tam 100 gün süren katliama bütün dünya sessiz kaldı. Ancak Müslümanların yaşadığı bölgelere sığınan insanlar güvende kaldı ve öldürülmekten kurtuldu. 

YETİMLERE BAĞIŞTA BULUN