İHH İnsani Yardım Vakfı
0
Bağış Yap
Takip Et
TR
TRY
Kapat
  • Biz kimiz
  • Ne yapıyoruz
  • Ne yapabilirsiniz
  • Oturum aç
Her kitap ayracı bir tuğla oldu Malavi'de...
Katarakt, Yetim 14.02.2013

Merve Çirişoğlu

2011 Şubat ayında Boğaziçi Üniversitesi’nden bir grup arkadaşımızla birlikte başlattığımız Kitap Ayracı Projesi, güzel insanların halis niyetleri, çabaları ve Allah’ın bereketiyle bir yıl içerisinde çok uzak topraklarda küçük kardeşlerimize mütevazı bir yuva kurdu.

Katarakt ameliyatlarından yetimhaneye…

İHH’nın Afrika’da gerçekleştirdiği katarakt ameliyatlarına üç ameliyatlık destekte bulunmak ve kardeşlerimizin gözlerinde ışık olabilmek için “el emeği göz nuru kitap ayraçları” çizip satmakla başladı yolculuğumuz. İlkin sadece arkadaş çevresinde satışını yaptığımız ayraçlarımız, sosyal medyada yayılıp farklı üniversitelere taşınınca siparişlerimiz katlandı. Sadece İstanbul’da değil, Türkiye’nin pek çok şehrinde, hatta yurt dışında Avusturya, Almanya, İran, Bosna-Hersek, Romanya ve Kıbrıs’ta yüzlerce gönüllü kardeşimizin çabalarıyla çeşitli ortamlarda on binlerce kitap ayracı satıldı. Önce kısa zamanda elde ettiğimiz gelirle masraflarını üstlendiğimiz ameliyatların sayısını 3’ten 21’e yükselttik. Ardından bir yetimhane açtırma kararı alarak bu bereketli satışları “yetimin başını okşa”maya vesile kılmak istedik. Ve projemize kitap ayraçlarının yanı sıra kendi çizdiğimiz karikatürlerle süslediğimiz rozetleri, anahtarlıkları ve not defterlerini ekledik. Bir sene içerisinde tüm bu ürünlerin satışından Allah’ın izniyle yaklaşık 130.000 lira gelir elde ettik. Ve küçücük kitap ayraçlarının Malavi’de 50 çocuğun barınacağı bir yetimhanenin tuğlalarına nasıl da dönüştüğüne hep birlikte şahitlik ettik.

Kısa sürede inşa edilen yetimhanemizin açılışını geçtiğimiz ay yaptık. Ama yetimlerimizi, açılış gününü ve Malavi anılarını anlatmaya başlamadan, Malavi’yi kısaca tanımakta fayda var.

Sömürgecilikle boynu bükülen küçük bir ülke…

Malavi; Afrika’nın güneyinde Zambiya, Tanzanya, Mozambik ve kıtanın üçüncü büyük gölü olan Malavi Gölü ile çevrili küçük bir ülke.

Malavi’nin adı, 14. yüzyılda hüküm sürmeye başlayan ve şimdiki Malavi, Mozambik ve Zambiya topraklarının bir kısmını içine alan Maravi Krallığı’ndan geliyor. 16. yüzyılda krallığın en parlak dönemini yaşatan Şef Masula öldükten sonra, Portekizliler ülkeyi yavaş yavaş istila etmeye ve parçalamaya başlıyorlar. O dönemde en önemli esir kaynaklarından biri hâline gelen Malavi’de Portekiz işgaliyle köleleştirilen Müslümanlar Brezilya’daki plantasyonlara götürülüyorlar. 1891’de İngiltere ve Portekiz arasında yapılan anlaşmayla Malavi İngiliz sömürge yönetimine geçiyor ve Malavililer için çok kanlı bir koloni dönemi başlıyor.

Açlıktan ot ve ağaç yapraklarını yiyen insanlar…

Ekvator kuşağının altında, fildişi ve altın bakımından zengin, bereketli yağmurların suladığı verimli topraklara sahip Malavi’de sömürgecilik ülkeyi Afrika’nın en fakir dördüncü ülkesi yapıyor. Yer altı ve yer üstü servetleri İngiltere’ye aktarılan bu yemyeşil ülkenin halkı, açlıktan ot ve ağaç yapraklarını yemek zorunda bırakılıyor. Sadece bu da değil! Müslüman nüfusun çoğunluğu oluşturduğu ülkede koloni dönemlerinde kilise baskısıyla Müslüman okulları kapatılıyor, Müslüman çocuklar vaftiz olmadan diğer okullara alınmıyor. Müslümanların hayatları kadar inançlarının da tarumar edildiği Malavi’de hemen her şey misyonerlerden soruluyor. Ülkede birçok farklı grup; Protestanlar, Katolikler, Evangelistler, Yehova Şahitleri, Anglikanlar, Baptistler, Metodistler bizdeki külliye mantığıyla çalışıyorlar: Kiliseler, hastaneler, meslek edindirme kursları, okullar, misafirhaneler… Tabii tüm bunlardan faydalanmak için vaftiz olup Hristiyan ismi almanız gerekiyor. Hristiyan hükümet de misyonerler de halka iman karşılığında yardımda bulunuyor.

Gözümüzün nuru Boğaziçi Yetimhanesi…

Kanyenda, 1,5 senedir hayalini kurduğumuz, gözümüzün nuru Boğaziçi Yetimhanesi’nin bulunduğu kent. Bizi, yetimhanemizin yakınlarındaki bir medresenin yanında köylü kadınlar “Mom Amina” isimli şarkılarını söyleyip dans ederek karşılıyorlar. Her birinin yüzündeki gülümseme ve samimiyet, neşemize neşe katıyor. Hanımlarla selamlaşıp Türkiyeli kardeşlerimizin yaptığı bileklikleri kendilerine hediye ettikten sonra yetimhanemizi gezmeye başlıyoruz. Mihmandarımız Adil Bey, bir yandan bize yetimhanenin idari oda, tuvalet, banyo, çamaşırhane, yemekhane gibi bölümlerini gösterirken diğer yandan Müslümanların kurduğu bir yetimhanenin Malavi’de ne kadar önemli olduğunu anlatıyor: “Anne ve babasını yitirmiş çocuklar için Malavi’de hayat çok zor. Yetimhanelerin ve okulların hemen hepsi misyonerlerin elinde ve çocuklar vaftiz olmadan ve Hristiyan ismi almadan buralara gidemiyor. Biz bu yetimhanede çocuklara hem barınma imkânı sağlamış olacağız hem düzenli olarak güzel yemek vereceğiz hem de okullara gönderip dinî ve fenni eğitim almalarını sağlayacağız.”

Bir yetimi sevindiren şey…

Yeni eğitim-öğretim dönemiyle birlikte eylülde yetimhanemize yerleşecek olan çocuklarımızın kaldığı evleri ziyaret etmek için köyden ayrılıp başka bir bölgeye geçiyoruz. Yine birbirinden tatlı ve ürkek onlarca pıtırcık, şaşkın gözlerle bize bakıyor. Her birine minik hediyeler verdikten sonra köyde bulunan bir medreseye giriyoruz. 11’i yetimhanemizde kalacak olan toplam 20 çocuğu ilahiler söyleyip kitap okurken buluyoruz. Onlarla tek tek konuşup fotoğraf çekiyoruz. Ardından zarfların içerisine koyduğumuz 500 kwacha (yaklaşık 1,5 dolar) bayram harçlığını ve hediyelerini verip sınıftan ayrılıyoruz. Çok geçmeden sınıfta bir çığlık kopuyor. Şaşkınlıkla geri dönüyoruz ve hayatımızın sonuna kadar unutamayacağımız bir sahneyle karşılaşıyoruz: Çocuklar zarfları ve hediye paketlerini açmışlar, heyecanla birbirlerine gösteriyorlar; sevinç çığlıklarıyla havalara zıplıyorlar. Onları böylesine mutlu eden şey sadece 1,5 dolar ve plastik küçük bir oyuncak…

Yetimhanemiz açılıyor!

4 Ağustos 2012. Oldukça heyecanlı bir şekilde güne başlıyoruz. Bugün, yetimhanemizin açılış günü. Hazırlıklar tamam. Malavi Milli Eğitim Bakanı, çeşitli STK başkanları, gazeteciler, köy halkı ve onlarca pıtırcık yetimhanenin önünde açılışı bekliyor. Bizi yine köylü kadınlar, şarkılar ve danslarla selamlıyor. Ardından tören başlıyor. Protokol konuşmalarında bizlere de mikrofon veriliyor. Binlerce öğrencinin emekleriyle kurulan yetimhanemizin öyküsünü anlatıp burada yetişen çocukların iyi birer insan, iyi birer kul olmaları için dua edip selamlarınızı iletiyoruz. Ve hep birlikte yetimhanemizin önüne gidip Malavi Milli Eğitim Bakanı ile birlikte kurdelemizi kesip yetimhanemizin açılışını yapıyoruz.

“Arkadaşın olmak istiyorum”

Açılış sonrası çocuklarla birlikte oturup vakit geçirmeye, cimcim, şaşırtmacalar gibi oyunlar oynamaya başlıyoruz. Oyun oynarken bir kız çocuğunun bakışları ve hareketleriyle belli ettiği özel bir ilgisi dikkatimizi çekiyor. Yanına gidip soruyorum: “Bir şey mi söylemek istiyorsun?” Aldığım cevap beni benden alıyor: “Senin arkadaşın olmak istiyorum.” Bağrıma basıp “Canım benim! Ben senin kardeşinim.” diyebiliyorum. Böyle deyince daha sıkı sarılıyor, yüzünde muzip ve şirin bir gülümsemeyle… En ufak bir ilgi, güzel söz veya tebessümle bile çok mutlu olabilen bu çocuklar, her hâlleriyle bize bir ders veriyor.

Pıtırcıklarla geçirilen en güzel 2 saat…

Eylül ayından itibaren yetimhanemizde kalacak olan çocuklarla özel olarak konuşmak için onları yetimhanede bir odaya alıyoruz. Birlikte resimler çizip İngilizce bilen çocuklarla sohbet ediyoruz; onları daha yakından tanımaya çalışıyoruz. Hayatta kimsesi olmayan, komşusunun evine sığınan Eşref… Babaannesiyle birlikte yaşayan Handsome, “Yakışıklı”… Kendisine çok bol gelen ve her yanı yırtık bir kazak giymiş olan Whiteman, “Beyaz Adam”. Bize yetimhaneyi çizip “Evimi çizdim.” diyen Recep… Çizdiği resminin arkasına “Sevgili bağışçılarımız! Bize gönderdiğiniz hediyeler ve yaptırdığınız okul için teşekkür ederim. Allah razı olsun. Sizi seviyorum.” diye yazan Brian… Ve diğer zeytin gözlü melekler…

Malavi’deki son akşamımızda İHH’nın iftar için hazırlattığı yemekleri köylülere dağıtıp hep birlikte yetimhanemizin önünde dualarla orucumuzu açıyoruz. Yetimhanemizin ampulünden süzülen ışık, dolunayla birlikte karanlık köyü aydınlatan tek ışık oluyor. Adil Bey, “Buradaki köylerin %80’inde elektrik yok. Bu köyde de yoktu ama önümüzdeki ay yetimhaneyle birlikte kurulan sistemle bütün köy elektriğe kavuşacak.” diyor.

Malavi, beyaz Müslümanların çok geç hatırladığı bir ülke… Yüzyıllardır devam eden sistem, Müslüman halkın hem servetini hem de inançlarını sömürmüş durumda. Birkaç yıldır Türk yardım kuruluşları Malavi’de var olsa da hâlen çok daha fazlasına ihtiyaç var.