8 saatlik yolculuğun sonunda uçaktan inerken sıcak Katmandu havası yüzüme çarpıyor. Alışık olmadığım bu sıcaklık benim için yeni insanlar tanımak ve yeni hikayelere şahit olmak demek. 5 gün boyunca Nepal’in farklı köylerine gidiyoruz. Köy halkını toplanmış heyecanla bizi beklerken buluyoruz. Evlerine davet edip ikramda bulunuyorlar. Anadolu’nun bir köyüne gitmişim gibi hiç yabancılık çekmiyorum. Kesilen kurbanları ihtiyaç sahiplerine ulaştırırken kardeşliğimiz daha da pekişiyor. Azınlık oldukları ülkelerinde onların yanında olduğumuzu bilmeleri önemli. Son gün gittiğimiz köyde bir yetim evi olduğunu öğrendik. Ziyaret ettiğimizde babası kanserden vefat eden iki kardeşle tanıştık: Amir 10, Abbas 12 yaşında. Anneleri bahçenin bir kenarında, küçük bir tüpün üzerinde biraz önce ikram ettiğimiz kurban etini pişiriyor. Baba vefat edince amcaları onları himaye etmiş. Ancak aile kalabalık olduğu için fabrikadan gelen gelir aileye ucu ucuna yetiyor. Abbas kriket oynamayı seviyormuş. Amir ise pilot olmayı istiyor. Bu isteği beni epey heyecanlandırdı. Evdeki tüm çocuklara birer oyuncak hediye edip evden ayrıldık. Amir’in ve Abbas’ın parıldayan gözleri hâlâ aklımda.
Serdar Gürçay / Nepal, 2019